31 Mayıs 2012 Perşembe

Kirazlı Yaz

Sene 91. Yaz tatilinde Ankara Ayaş'tayız. Annem, müteveffa babam ve ben. Henüz kardeşim yok. Teyzemlerin kiraz ağacı var, devasa. Dallar kırılacak neredeyse bolluktan. Bereketli yıllar. Oturmuş ağacın gölgesine, kafama değen dallardan kiraz yiyorum. Mahallenin çocukları geliyor, yemek istiyorlar nefis kirazlardan. Aç gözlüyüm, meydan okuyorum çocuklara: "Hepsi benim" diyorum, "hepsi benim!..." Dayak yiyorum. Kiraz gibi açılıyor kaşım. 
Keşke dedim az önce, keşke otursam yine kiraz ağacının gölgesine, paylaşsam çocuklarla kirazları -hem dayak da yemezdim üstelik- ama boş bir hayaldir biliyorum, geri gelmeyecek o kirazlı yaz... Ben büyüdüm ve hayatın tüm meydan okumaları karşısında ezildim.

25 Mayıs 2012 Cuma

Çöl

Çöldeysen ve ateşin başına oturduysan bir gece, söylenenler anlamını yitirir. Yepyeni anlamlar peşinde koşarsın. Sözlerden çok kelimelerle ilgilenirsin. Doğru kelimeyi bulabilmek için sürekli kuma yazan ve silen, yazan ve silen o Şaolin rahibiyle ilgili hikâyeyi anımsarsın. Bu hikâye bir parça hüzünlendirir insanı. Ejderhaları, ağızlarından ateş topları fırlatan başka yaratıkları düşler, mahlukatların en zayıfı olan insana biçilen sonsuz anlamlara dair kelimeler yakıştırmaya kalkarsın. En doğrusu bu dersin, işte bu! Oysaki doğru kelime diye bir şey yoktur çölde ve hayatta.

11 Mayıs 2012 Cuma

Çürüme

Uyuyamadığınız gecelerde, sabaha karşı bir sigara yakıp pencerenin karşısına geçeceksiniz. Güneşin doğup doğmadığını kontrol etmek için apartmanların pencerelerinde nostaljik sarı yansımalar arayacaksınız. Henüz doğmamış...Bir kedinin binaları çevreleyen duvarların üzerinde kararlı yürüyüşü hızlı bir tedirginlik kazandığında düşünecek, düşünecek, çeşitli tahminler yürütecek ama bir türlü sebebini öğrenemeyeceksiniz. Gizemin daniskası budur işte! Güvercinler, ilk kez gittiği lunaparkta her şeye bakmak için deli gibi sabırsızlanan çocuklar gibi, balkonların demir parmaklıklarında yürürken arada durup etrafa hızlıca göz gezdirecek sonra yine yürümeye devam edecekler. Sonra etrafını kuşatan bu beton yığınlarını, saksılardaki çiçekleri, bizi, bizim usulca çürüyüşümüzü düşüneceksiniz. Dolu küllüğe bastığınız sigaranın kötü kokusu canınızı sıkacak. Pencereyi kapatıp çöpe doğru yürürken sen, güneş de yavaş yavaş doğuyor olacak.

Doğsun.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...